Dr. Öğr. Üyesi Servet Öztürk, “Sıtma hastalığı Plasmodium isimli parazitin sivrisinek sokmasıyla beşere bulaşan ve nöbetler halinde gelen ateş yüksekliği ve titreme ile karakterize bir hastalıktır. Ülkemizde bilhassa 19. Yüzyıl son çeyreği ve 20. Yüzyılın birinci periyodunda sıtma hadiseleri çok fazla idi. Osmanlının İmparatorluğunun son devrinde Çeltik ekiminin sonlandırılması ve sıtma tedavisinde kullanılan kinin tedavisinin yaygınlaştırılması tarafında çalışmalar yapılmasına rağmen başarılı olunmamış ve birçok sorun üzere sıtma da Cumhuriyetimize miras kalmıştır. Sıhhat Bakanlığı çatısı altında Sıtma Savaş Dairesi Başkanlığı ve Sıtma Savaş Dispanserleri kurulmuş sıtma ile çok aktif bir uğraş verilmiştir. Bataklıkların kurutulması, kanalların açılması ve arazi çalışmalarının yanında evvelce kullanılan kinin günümüzde kullanılan yeni parazit tedavilerinin dispanserler ile hastalara ulaştırılması sayesinde günümüzde sıtma günlük hayatta ülkemiz kaynaklı olaylar görülmemektedir. Hastalık sayısının azalmasında bir başka faktörde riskli bölgelere seyahat eden bireylerin hami parazit ilacı kullanıyor olmasıdır denilebilir. Ülkemizde teşhis konulan sıtma olaylarının neredeyse tamamını yurt dışında hasta olan beşerler oluşturmaktadır” dedi.

 Ayrıca Dr. Öğr. Üyesi Öztürk, “Bir Dünya Sıhhat örgütü datalarına nazaran 2020 yılında dünyada 241 milyon kişi hastalığa yakalanmış iken 627000 kişi sıtmadan hayatını kaybetmiştir. Günümüzde birçok hastalık aşılar ve antibiyotik kullanımı sayesinde ölümcül olmaktan çıkmıştır. Fakat sıtma bilhassa gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde kıymetini korumaktadır” diye vurguladı.

Dr. Öğr. Üyesi Öztürk, “Hastalık semptomları nöbetler halinde olan ateş yüksekliği, titreme, baş ve yaygın kas ağrılarıdır ve maalesef yalnızca semptomlar sıtma için öbür hastalıklardan ayırt edici değildir. Teşhis konmanın geciktiği durumlarda semptomlara kansızlık ve sarılık semptomları eklenebilir. Teşhis konduktan sonra tedavisi ilaç tedavileri ile mümkündür. Tedavi edilmediği takdirde mevte ve ya kalıcı hasara neden olabilen bir hastalıktır. Şu ana kadar toplumda kullanıma sunulmuş bir aşısı yoktur. Bu nedenle sıtmanın endemik(salgın halinde) olduğu bir bölgeye seyahat edecekler için seyahat öncesi ve seyahat müddetince kullanılmak üzere kollayıcı ilaç tedavileri kullanılmalıdır” diye söyledi.

Dr. Öğr. Üyesi Öztürk, “Sıtmanın bulunduğu bölgelere gidildiğinde sivrisinek kovucu losyonların kullanılması, pantolon ve uzun kollu kıyafetler giyilmesi, gece uyurken cibinlik üzere file tedbirlerin alınması, klima ve vantilatör üzere hava akımı sağlayan aygıtların bulunduğu odalarda uyunması üzere ferdî korunma tedbirleri alınmalıdır. Yurtdışına seyahat etmek isteyen insanların, Sıhhat Bakanlığının sitesinden gidecekleri ülkenin sıtma ve başka bulaşıcı hastalıkların risk durumları ve yapılması gerekenler hakkında bilgi sahibi olabilirler. Son bir ay içerisinde sıtmanın endemik olduğu bölgeye giden kimselerde ateş yüksekliği, titreme olması halinde Enfeksiyon Hastalıkları uzmanının olduğu bir merkeze başvurmaları gerekmektedir” diye konuştu.

Sıtma hastalığında aşağıdaki semptomlar görülmektedir:

• Ateş yüksekliği-Titreme
• Baş ağrısı
• Yaygın beden ağrısı (Kas-eklem-Kemik ağrıları)
• Halsizlik, Kırgınlık, İştahsızlık
• Gözlerde, ciltte, idrar renginde sararma

Akdeniz diyeti ile beslenin, sigara ve alkolden uzak durun, faal olun, erişkin yaş aşılamaları için hekiminize başvurmayı unutmayın..

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı