İstanbul Beylerbeyi Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü tarafından hazırlanan “En Hoş İsimler: Esmaü’l Hüsna” Standı Esmaü’l Hüsna’yı oluşturan Büyük Allah’ın 99 isminin ebru, seramik ve el nakışı sanatlarıyla yazılarak tamamlandı. Stant, İstanbul Lale Vakfı’nda 24 Mart – 2 Nisan tarihleri ortasında gezilebilecek.
İstanbul Beylerbeyi Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü tarafından “Güzeli Hoş ile Anlatmak” üzere hazırlanan; “En Hoş İsimler: Esmaü’l Hüsna” Standı İstanbul Lale Vakfı’nın akabinde yurt içi ve yurt dışında sergilenmeye devam edilecek. Stantta Allah’ın 99 ismi klâsik ebru, nakış ve seramik sanatları ile gözler önüne seriliyor. Enstitü öğretmeni Hattat Ömer Faruk Özoğul’un kalemiyle başlayan çalışmalar, atölyelerdeki öğretmen ve ustalar tarafından tamamlandı; Allah’ın isimleri suya, kumaşa ve toprağa ihtimamla işlendi.
Sergide, Enstitü’de üretilen, bilhassa lale desenli dokuma, seramik, el nakışı eserler de yer alıyor. Müzede, stant mühletince İstanbul Beylerbeyi Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü tarafından lale motifli nakış, tahta boyama ve seramik workshopları da düzenlenecek.
Türk Sanatında En Çok Karşılaşılan Çiçek: Lale
Lale motifi, Osmanlıdan günümüze tüm el sanatlarında en çok kullanılan desen olarak kabul ediliyor. Selçuklular vaktinden başlayarak lale, Anadolu Türk Sanatı’nın değerli bir figürü olmuştur. Bugün başta İstanbul olmak üzere pek çok anıtsal bina ve sanat yapıtı lale figürleriyle süslüdür. Topkapı Sarayı’nda III. Ahmet vaktinde yapılan Yemiş Odası’nın duvarlarını ve pek çok camiyi süsleyen çiniler, kalem işleri, cam eserler ve tezhipler özellikle 16. yüzyılda kıymet kazanmış laleler ile bezenmiş. Lale, ebru sanatından minyatüre, seramikten kumaşlara, halı ve kilimlerden yapıların duvarlarına her alanda karşımıza çıkmakta. II. Süleyman’ın, Yavuz Sultan Selim ve III. Murat’ın sadece lâle motifi kullanılmış kaftanları bulunuyor.
İstanbul Beylerbeyi Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü
Türkiye’de birincisi 1945 yılında açılan ve bugün ülkemizdeki otuz enstitüden biri olan İstanbul Beylerbeyi Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü; Ulusal Eğitim Bakanlığı Hayat Uzunluğu Öğrenme Genel Müdürlüğüne bağlı olup 2 yıllık mesleksel eğitim ve kısa periyodik marifet eğitimleri veren, kesime nitelikli eleman yetiştiren, klasik Türk mutfak, giysi ve el sanatlarının araştırma, tasarım, üretim ve tanıtım yoluyla gelecek nesillere aktarılmasını sağlayan yaygın eğitim kurumudur.
İstanbul Beylerbeyi Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü, öncelikle kendi kültür hafızasını geliştirmek emeliyle araştırmalar ve incelemeler yaparak bu bedelleri projelendirir. Bu kapsamda Enstitü; resmî, özel, özerk tüm kurum ve kuruluşlarla iş birliği içerisinde Türk kültürünü tanıtmayı ulusal vazife saymaktadır.
İstanbul Lale Vakfı
İstanbul Lale Vakfı, Türkiye genelinde lalelerin yaygınlaştırılması, lale tiplerinin araştırılarak çoğaltılması, ulusal ve memleketler arası platformda tanıtılması, bilinirliğinin artırılması ve üretiminin geliştirilmesi; lalenin Türk kültür ve sanat hayatındaki yerinin araştırılması ve bu mevzuda yapılmış bilimsel çalışmaları ve yapıtları tanıtmak, sergilemek maksadıyla 2016 yılında kuruldu. İstanbul Lale Vakfı, ismi ile özdeşleşen Emirgan Korusu sonlarındadır. Vakıf, 1871-1878 yılları ortasında Emirgan Korusu’nda inşa edilen köşklerin müştemilatı olarak kullanılan binada yer almaktadır. 19.yy’ın ikinci yarısında Sultan Abdülaziz bugün Emirgan Korusu olarak bilinen bu alanı Mısır Hidivi İsmail Paşa’ya vermiştir. Köşklerin alt tarafında kalan yapı at ahırı, hizmetlilerin ve lojistik gereksinimlerinin karşılandığı, içinde çamaşırhane, mutfak, ekmek fırını ve gibisi ünitelerden oluşan bir yapı olduğu düşünülmektedir. Vakıf bünyesinde yer alan Müze’de, lalenin bir çiçek olarak gelişiminin yanı sıra Osmanlı’dan günümüze bir desen olarak yer almasının örneklerini görmek mümkün.
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı
