İstanbul’da barajlarda ortalama doluluk oranı yaklaşık yüzde 33 düzeyindeyken, Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Siyasetleri Uygulama Merkezi Yöneticisi Prof. Dr. Levent Kurnaz, kış aylarında beklenen yağmurlar gelmezse İstanbul’un önemli bir su kahrıyla karşı karşıya kalacağını söylüyor. Prof. Dr. Kurnaz, “Geçen yılla birlikte son yılların en kurak devrini yaşıyoruz. 2021’de yağışlar ocak ayının ortasında gelmişti. Artık benzeri yağışları alamazsak, bilhassa yaz aylarında çok önemli bir su sorunu yaşanabilir” diye konuşuyor.
İstanbul’da beklenen seviyede düşmeyen sonbahar yağışlarının akabinde kente su sağlayan 10 barajda doluluk oranı yüzde 32.34’e kadar geriledi. Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Siyasetleri Uygulama Merkezi Yöneticisi Prof. Dr. Levent Kurnaz, 2021’in son yılların en kurak yılı olduğunu, bu sene de çok benzeri bir yağış grafiğinin ortaya çıktığı bilgisini paylaşıyor. Kış aylarında beklenen yağışlar düşmezse İstanbul’un yaz aylarını çok güç geçireceğini ihtarında bulunan iklim bilimci, “Büyükşehirde büyük su sorunu yaşanabilir. Geçen yıl bu seneye benzeri, hatta daha da makus bir kuraklıkla karşı karşıyaydık. Ocak ayının ortalarına hakikat yağmur yağmaya başladı. Bu barajlardaki doluluk oranın artmasını sağlasa da Marmara Denizi’nde müsilaj sorunu ortaya çıktı” değerlendirmesini yapıyor.
“SAĞANAKLAR BARAJLAR İÇİN YARARLI DEĞİL”
Prof. Dr. Kurnaz’a nazaran kış aylarında yağışlar gelse bile, bunların anlık sağanaklar olarak yaşanması tabiat ve barajlara gereğince yarar sağlamıyor. Bilim insanı yağış rejiminin son yıllarda çok önemli değiştiğinin altını çizerek, “Aslında yağmurun ideali yavaş yavaş ve uzun periyotta yağması. Her ay biraz düştüğünde çok daha sağlıklı oluyor. Artık bütün yağış rejiminin değiştiğini görüyoruz. Aylarca damla düşmüyor, sonra birden sağanaklar oluyor. Bu en berbatı zira ne barajlara ne de tabiata yarar sağlıyor. Geçen sonbahardaki kuraklığı düşündüğümüzde önümüzdeki günlerde bizi sağanaklar bekliyor olabilir” diyor.
“EL ELE VERİP HAREKETE GEÇMELİYİZ”
İklim bilimci yaz aylarında yaşanması beklenen su kahrına yönelik bir an evvel gerekli ikazların lokal ve merkezi idarelerce yapılması ve bunların belirli aralıklarla tekrarlanması gerektiğini de kelamlarına ekliyor:
“Yapılması gereken suyun kullanımıyla ilgili ikazlara bir an evvel başlanması. Bilhassa yaz aylarında bu stil ihtarlar çeşitli mecralar üzerinden yapılıyor. Lakin barajlarda kâfi su olmadığını düşünecek olursak, bunların sıklıkla tekrar edilmesi gerekiyor. Bir formda yağacağını düşünerek, bu hususta kâfi adımları atmamak gerçek değil. Su kimsenin parti siyaseti olamaz. Bu hepimizin kederi. Herkesin el ele verip bu su sorununa bakmamız gerekiyor.”
“SUYA KADEMELİ FİYAT TARİFESİ UYGULANMALI”
Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Siyasetleri Uygulama Merkezi Yöneticisi Prof. Dr. Levent Kurnaz, İstanbul’un nüfus sorununa de dikkat çekiyor. İstanbul’a kâfi suyu sağlamanın gitgide daha da güç hale geldiğini belirterek kademeli fiyat tarifesini öneriyor:
“Hepimizin farkında olduğu üzere İstanbul’un nüfusu çok fazla. Öte yandan kent göç verirken, uzun vadede nüfus azalma trendinde olacak. Bunu hızlandırarak İstanbul’un nüfusunu dışarı taşımamız gerekiyor. Zira su yetmiyor. İstanbul’da endüstriden çok kişisel kullanım ön plana çıkarken, bölgeler ortasında da çok büyük farklar var. Bir kesim yalnızca paklık için kullanırken, kimileri havuz dolduruyor, araçlarını yıkayabiliyor. İstanbul’da su fiyatını kademeli hala getirmek zorundayız. Günlük temel insan gereksinimi olan 100 litre suyu nerdeyse parasız verebiliriz. İkinci ya da üçüncü 100 litrede fiyatlandırma ona nazaran ayarlanmalı. Mesela yüzme havuzu doldurmak yahut otomobil yıkamak için çok çok daha kabarık bir fatura ödemelisiniz.”
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı
